ITIRAF34
Çevremizdeki insanlarla az yada çok bir şeyler paylaşırız. Yaşarken, yaşama dair, insanlığa dair, güzele, iyiye, dostluğa, arkadaşlığa. Bunların dozu, aradaki ilişkilerin durumuna göre değişir.Sonra gün gelir bir şekilde ilişkiler kopar, kopmak zorunda kalır yada kopartırız. Aradakiler de biter,yaşananlar da. Bundan doğal bir şeyde yoktur aslında. Benim anlatmak istediğim, dahası sormak istediğim; her şeyin bittiğine karar verip giderken ne yapmalıyız, nasıl davranmalıyız? Bu gidiş iyi bir gidişse eyvallah, bir sorun yoktur çoğu zaman. Hüzün eklenir belki, belki biraz gözyaşı. Ya gidişler kötüyse, yani kırgınlık varsa arada, az yada çok yıkmalı mıyız yaşanmışların ardından tüm hatıraları, yakıp kül mü etmemiz gerekir ardımızda kalanları?
Bir merhabanın, bir kahvenin hatırını sayan bir milletiz de, yaşanmışların hatırı olmaz mı, olmamalı mı? İllaki çuvalın dibi görünene kadar silkelemeli miyiz kötü bildiklerimizi, kötü tanıdıklarımızı? Unutmamalıyız ki, boş çuvaldır elimizde kalan, güzel hatıraları da silkelemişizdir, sonuna kadar.
Her zaman söylediğim ve çok inandığım bir laf vardır; “çekip giderken öyle bir şekilde git ki, bir gün,olurda geri dönmek mecburiyetinde kalırsan, karşındakinin yüzüne bakabilesin...
GÖNDEREN ;
ADI : DELİGÖNLÜM
SOYADI : BİLGİ YOK
E - MAİL : BİLGİ YOK